Evcilleştirilemeyen Hayvanlar « Hayvanlar Dünyası
Birçok vahşi hayvanın yavrusu,
çok küçükken anasından alınır, vahşi ortamından uzaklaştırılır ve
medeni bir ortamda insanlar tarafından büyütülürse kolayca
uysallaşır. Ancak tam erişkin hale gelince ne olacağı belli olmaz.
Genlerindeki kalıtımsal sosyal davranış biçimi aniden ortaya
çıkabilir.
insana alışma ile evcilleşmeyi birbirine karıştırmamak gerekir.
İnsana alıştırma, tabii bir duygu olan özgürlük içgüdüsünü zora veya
kurnazlığa başvurarak ortadan kaldırmaya dayandığı halde
evcilleştirme, toplu halde yaşama içgüdüsüne dayanır. Yalnız veya
çift yaşayan hayvanlar evcilleştirilemez ancak insana
alıştırılabilirler.
Doğada besinini ve barınağını kendisi bularak, düşmanlarına karşı
kendisini ve ailesini savunarak yaşamını ve soyunu sürdürebilen
hayvanların evcilleştirilmeleri, doğal çevrelerinde özgür yaşarken
tutsak edilerek insan eliyle bakılıp beslenmeleri ve insanın
kurallarına göre yaşamaya alıştırılmaları zordur.
Evcilleştirme, yararlanma amacıyla hayvanları insanlara alıştırma
şeklinde tarif edilebilir. Bu tarife göre evcil hayvanları üç
bölümde toplayabiliriz. Ürünlerinden faydalanılanlar (sığır, koyun,
keçi, domuz, kümes hayvanları), gücünden faydalanılanlar (sığır, at,
eşek, deve), dostluklarından faydalanılanlar (kedi, köpek, bazı
kuşlar ve akvaryum balıkları).
Bazı yırtıcı kuşlar, özellikle doğan, atmaca ve şahin, avcılıkta
yararlanılmak amacıyla evcilleştirilmişlerdir. Böcekler içinde
evcilleştirilmiş sadece iki tür vardır. Cilalı taş devrinde
evcilleştirilmiş olan bal arısı ve milattan önce 3000 yıllarında
Çin'de evcilleştirilen ipek böceği.
İlk evcilleştirilen hayvan 10 bin yıl kadar önce köpek, sonra da
keçi ve koyunlar olmuş, bunları sığır ve domuzlar sonra da at
izlemiştir. Kediler köpeklerden binlerce yıl sonra
evcilleştirilmişlerdir. Bağımsız yaradılışlı olmaları belki buna
bağlanabilir. Kedilerin fare gibi zararlı kemiricilerden kurtulmak
amacıyla evcilleştirildikleri eski Mısırlılardan kalma belgelerden
anlaşılmaktadır.
Aslında evcilleştirme kavramım açıklamak pek kolay değildir.
Evcilleştirme hayvan terbiyesinden, bir yaban hayvanının insana
alıştırılmasından, evde süs veya zevk diye kedi, köpek, kuş, balık
beslenmesinden farklı bir şeydir.
Evcilleştirme hayvanların insanlarla bir arada yaşamaları şeklinde
de tanımlanır. Bu bir arada yaşama, insan zoruyla sağlanmış olmakla
beraber hayvanların da buna sessizce boyun eğdiği hatta isteyerek
razı oldukları söylenebilir. Bu tanıma göre evcilleştirme bazı
hayvan türlerinde doğuştan var olan sürü halinde ve bir başın
önderliğinde yaşamak eğiliminden ileri gelir.
Köpek ve atın dışındaki hayvanlara bakılınca ortak başka özellikler
de görülüyor. Bir bölgeye bağlı kalmadan geniş sürüler halinde
yaşayabilmek, değişik türden bitkilerle beslenebilmek ve kolay
avlanabilir olmak. Tabii bu ilişkide karşılıklı menfaat da söz
konusudur. Yoksa Avustralya yerlileri kanguruları çoktan
evcilleştirmiş olurlardı.
Bir tanıma göre de, üremesi, yerleşimi ve yiyeceğinin kontrolü
kendinden çıkıp insana geçmiş hayvanlara evcil deniliyor. Bu
hayvanlar kendi türlerinin evcilleşmemiş türlerinden tamamen ayrı
bir nesil oluştururlar. Artık bireysel kişilikleri kalmamış bir sürü
oluşturmuşlardır. İnsanlar onların bir kısmına birer canlı yiyecek
olarak bakmakta, fabrikasyon imalatla aynı şekilde yetiştirilmekte,
zamanı gelince kesilip paketlenmektedirler.
Evcilleştirme hayvanların ruhsal durumlarını da etkiler ve
genellikle bir gerilemeye yol açar. Örneğin, evcil erkek kazlar
artık kendilerine bir yetki bölgesi oluşturmaktan vazgeçerler,
babalık ve koruma görevlerini ihmal ederler. Beyinleri de yaklaşık
yüzde 20 hafifler. Hayvanın dünyayı algılayış biçimi değişir.
Avlanma tehlikesi ortadan kalktığından tepkilerinde bir zayıflama
meydana gelir.
Eski Mısır'da antiloplar ve sırtlanlar, Ortaçağda ise sansarlar
evcilleştirilmeye uğraşılmış, başlangıçta umut verici olmuşsa da
sonradan vazgeçilmiştir. Hayvanların birçoğu insan gerek duymadığı
ve binlerce yıl sabır gösteremediği için de evcilleştirilememiş
olabilirler. Belki bugün başlarsak 5000 yıl sonra bahçemizdeki
kaplanın sütünü içebilecek, yüzme havuzumuzda büyük beyaz köpek
balığı ile oynaşabileceğiz.