Şemsiyeler Neden Siyahtır « Genel
Şemsiyeler ilk olarak 3400 yıl önce Mezopotamya'da,
bir rütbenin, bir ayrıcalığın sembolü olarak kullanılmaya başlandı.
Bu ilk şemsiyeler Mezopotamyalıları yağmurdan değil, yakıcı güneşten
korumak için kullanılıyordu.
Şemsiyeler yüzyıllar boyu hep güneşten korunmak için kullanıldı.
Bugün bile bazı Afrika kabilelerinde şefin arkasında yürüyen bir
şemsiye taşıyıcısı görülmektedir. Hatta İngilizce'de şemsiye
anlamındaki 'umbrella' kelimesi, Latince gölge anlamına gelen 'umbra'
kelimesinden türemiştir.
Milattan önce 1200 yıllarına gelindiğinde şemsiye Mısırlılarda biraz
dini bir anlam kazandı. Gökyüzünün Tanrının vücudundan yapılmış,
dünyayı koruyan bir şemsiye olduğuna inanıyorlardı ve başlarının
üzerinde taşıdıkları şemsiye yüksek ahlak sembolü idi.
Romalılar şemsiye kültürünü Mısırlılardan aldılar ama onu hep
kadınsı bir sembol olarak gördüler ve erkekler tarafından hiç
kullanılmadı. Yağlı kağıttan yapılan şemsiyelerin yağmuru da
geçirmediği görülünce, kadınlar tarafından yağmurda da kullanılmaya
başlandı. Artık antik tiyatrolarda, yağmurda kadınlar şemsiyeler
altında rahat rahat otururlarken, erkekler sırıl sıklam
ıslanıyorlardı.
Avrupa'da şemsiyelerin yaygın olarak kullanılmasına 1700'lü yıllarda
başlanmıştır. Bu yıllarda şemsiyelerin yünlü kumaşlarının üstü bir
çeşit yağ ile sıvanıyordu. Bu yağ kumaşa su geçirmez bir özellik
kazandırıyor ve siyah bir renk veriyordu. Siyah renkli bu şemsiyeler
erkekler tarafından da benimsendi ve güneş için olan beyaz
şemsiyeler kadınların, yağmur için olan siyahlar ise erkeklerin
vazgeçilmez aksesuarları oldu.
Bir çeşit yağ ile sıvanan siyah şemsiyeler gerçekten yağmuru hiç
geçirmiyorlardı ama ömürleri de pek uzun sürmüyordu. Zamanla daha
kaliteli şemsiyeler üretildi, ancak siyah renk su geçirmezliğin bir
garantisiymiş gibi algılanmaya devam edildi. Günümüzde yazın şemsiye
kullanma adeti pek kalmadı ama yağmurda erkekler siyah şemsiye
taşımada hala ısrarlı. Kadınlar ise cıvıl cıvıl renklerdeki
şemsiyelerle dolaşıyorlar.