Ayların Günlerinin Değişmesi « Genel
Romalılar milattan 758 yıl önce 10 aylık takvim
uygulamasına başladılar. Bu ilk orijinal Roma takviminde aylar,
gündüz ve gecenin eşit olduğu, binlerce yıldır hayatın başlangıç
zamanı olarak kabul edilen Mart ayından başlamak üzere, Martius
(Mart), Aprilis (Nisan), Maius (Mayıs), Junius (Haziran), Quintilis
(Temmuz), Sextilis (Ağustos), September (Eylül), October (Ekim),
November (Kasım) ve December (Aralık) idi.
Bu ay adlarından Quintilis'den (Temmuz), December'a (Aralık) kadar
olanlar, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 rakamlarının Roma'lılarca telaffuz
ediliş şekliydi yani, Mart başlangıçlı takvime göre bu aylar yılın
5'inci, 6'ncı, 7'nci, 8'inci, 9'uncu, ve 10'uncu aylarıydılar. Bu 10
aylık takvim geride hesaba katılmamış daha 60 gün bırakıyordu.
Yedek olarak bırakılan bu 60 gün sorun yaratınca, Janarius (Ocak) ve
Februarius (Şubat) adları ile iki ay daha eklenerek takvim
tamamlandı. Yani yılın ilk ayı Martius (Mart), son ayı ise
Februarius (Şubat) oldu.
Asırlar sonra milattan 46 yıl önce Roma İmparatoru Julius Caesar (Sezar),
muhtemelen politik sebeplerden takvimde bazı değişiklikler yaptı. On
bir ayı 30 ve 31 gün olarak iki şekilde düzenledi, yılın son ayı
olan Şubat'a 29 gün verdi, her dört senede bir Şubat'a bir gün
ilavesini kabul etti. Ancak sonra nedendir bilinmez Janairus'u (Ocak)
yılın ilk ayı olarak ilan etti. Böyle olunca da, her 4 yılda bir
eklenecek bir günün, yeni durumda yılın ikinci ayı konumuna
gelmesine rağmen Februarius'a (Şubat) eklenilmesine devam edildi.
Julius Caesar'ın beklenmeyen ölümünden (Sen de mi Brütüs olayı!)
sonra, Romalılar bu çok sevdikleri imparatorlarının anısına
Quintilİs (Temmuz) ayının ismini July olarak değiştirdiler.
Ondan sora tahta çıkanlardan, Augustus kendi şerefine, Sextilis (Ağustos)
ayının adını kendi ismi ile değiştirerek, bu aya August adını verdi.
Ama ortaya başka bir sorun çıkmıştı. Sezar'ın ayı 31 gün,
Augustus'un ayı ise 30 gün çekiyordu. Sorunu yine imparatorun
kendisi çözdü ve zaten 29 gün olan Şubat'tan bir gün daha alarak
Ağutos'a ekleyiverdi. Böylece iki ay da eşitlenmiş oldu.
İşte size takvimin, niçin 12 ay olduğunun, ayların isimlerinin nasıl
konduğunun ve niçin farklı sayıda günlerden meydana geldiklerinin,
dört sene sonra eklenecek artık günün niçin yılın sonuncu değil de,
alakasız bir şekilde ikinci ayına eklendiğinin küçük bir hikayesi.
Özellikle ortaçağda takvimler üzerinde o kadar oynanmıştır ki,
yapılan bilimsel hesaplamalara göre, İsa'nın bugün kabul edilen
Milattan, yani İsa'nın doğumundan yaklaşık 6 yıl önce doğduğu, 36
yıl yaşayıp Milattan sonra 30 yılında öldüğü ileri sürülmektedir.