ZEHİRLENMELER
Hastahanelerin "ilk Yardım" servislerin de, acil durumlar
itibariyle, zehirlenmeler üçüncü sırayı almaktadır. İstatistik
bilgilerine göre, zehirlenme vakalarında hayatını kaybedenlerin
ekseriyetini küçük çocuklar teşkil etmektedir. Zira, küçük
çocuklar zehirli olup olmadıklarını düşünmeksizin ellerine geçen
herşeyi ağızlarına götürürler.
Dikkat: İlaçları mutlaka çocukların ulaşamayacağı
yükseklikte bulunan kapalı ecza dolaplarında muhafaza ediniz.
Gaz, benzin, böcek öldürücü, boya inceltici, mobilya cilası, tuz
ruhu gibi zehirli maddeleri kilitli dolaplarda saklayınız.
ZEHİRLENMENİN BELİRTİLERİ
* Aniden ortaya çıkan karın ağrısı.
* Etrafta boş bir ilaç şişesine veya kutusuna rastlanması.
* Bir görgü sahidinin sözlü beyanı.
* Kazazedenin kendisinden alınan bilgi.
* Ağız veya dudakların çevresinde yanıklar ve kavlamalar.
* Nefes kokusundaki anormallik.
* Kusma ve sürekli ishal
Ne Yapmalı?
* Telefonla, telefon yoksa, en seri vasıta ile doktor çağırınız.
Doktora zehirlenme hakkında bilgi veriniz.
* Kazazedeye su veya süt içirerek zehiri sulandınnız.
* İlaçtan zehirlenmiş ise, hastanın boğaz gerisini parmağınızla
gıdıklayarak kusmasını temin ediniz.
* Kusma sırasında (kendisi kusmuş olsa bile); kusulan zehirin
tekrar yemek borusuna veya nefes borusuna kaçmaması için başını
kalçalarından aşağıya gelecek şekilde eğiniz. Eğer kazazede
küçük bir çocuk ise, midesi üzerine dizinize yatırınız.
Dikkat; Eğer hasta tuz ruhu (lavabo temizleyicisi) veya
gaz, benzin, boya incelticisi, mobilya cilası gibi bir petrol
ürünü ile zehirlenmiş ise; kusturmaya çalışmayınız. Zira, bu
gibi maddelerin kusulması halinde akciğerlerde, burun ve boğaz
yollannda tehlikeli yanıklar meydana gelmektedir.
Kusmanın tehlikeli olduğunu gösteren
belirtileri şunlardır:
* Nefeste gaz veya benzin kokusu.
* Ağız veya dudak çevresinde yanıklar.
* Baygınlık
* Çırpınmalar
* Halsizlik
* Etrafta bu maddelerin içildiğini gösteren belirtiler.
DİKKAT: Eğer hastanın ne cins bir madde ile
zehirlendiğini bilmiyorsanız, nefesinde koku ve ağız çevresinde
yanık yok ise, doktor gelinceye kadar su veya süt içirerek
zehiri sulandırınız. Kusmasını temin ediniz. Zehirin mide ve
bağırsaklar tarafından emilmesini geciktirmek için süt,
zeytinyağı veya yumurta akı gibi bir yumuşatıcı içiriniz.
Hastayı sessiz ve sıcak tutunuz. Doktor çağırmak mümkün değil
ise; en seri vasıta ile onu yakınınızda bulunan bir sağlık
kuruluşuna yetiştiriniz.
Yukarıda saydığımız tedbirler, şu zehirlenmeler için oldukça
önemlidir ve hastayı kurtaracak ehemmiyettedir:
* İlaç zehirlenmeleri
* Besin ve mantar zehirlenmeleri
* Alkol zehirlenmeleri
DİKKAT: Doktor tarafından verilmedikçe rastgele ilaç
kullanmayınız ve iğne vurdurmayınız. Dolapta fazla bekleyen,
kokusu ve tadı bozulmuş olan yemekleri yemeyiniz; etleri
kullanmayınız. Marketlerde (ambalaj içinde, adresi belli)
satılanların dışında mantar yemeyiniz. Kırlardan rastgele mantar
toplayıp yemeyiniz. Kapağı şişmiş konserveleri yemeyiniz.
NOT: Kazazedenin ne ile zehirlendiğini bilmiyor iseniz;
kusmuğundan bir kısmını bir kaba koyup doktor gelince ona
gösteriniz. Eğer hastayı doktora veya hastahaneye götürecek
olursanız; kusmuk örneğini yanınızda götürünüz. Zira doktor
nasıl bir panzehir vereceğine bu örneği tahlil ettikten sonra
karar verecektir.
GAZ ZEHİRLENMELERİ
İnsanların evde ve işyerinde en çok zehirlendikleri vakaları
şöyle sıralayabiliriz:
* Kimyevi madde üreten fabrikalardaki gaz sızıntıları.
* Boyahanelerde çevreye yayılan tiner ve boya gazları.
* Çekişi iyi olmayan bacalara bağlı kömür ve gaz sobalarından
odaya dolan sızıntılar.
* Isıtma ve pişirme için kullanılan ocak tüplerindeki bütan gaz
kaçakları
* Otomobillerde içeriye sızan egzoz gazları
DİKKAT: Kapalı bir odaya girdiğinizde, bayılmış birini
gördüğünüzde -gaz kokusu alamazsanız dahi- gazdan zehirlendiğini
farzediniz. Bu sebeple yangına ve patlamaya sebebiyet vermemek
için elektrik düğmesini açmayınız, kibrit veya çakmak
yakmayınız.
Ne Yapmalı?
Gazla zehirlenme sonucu bayılmış bir kimseyi gördüğünüz an
derhal aşağıdaki tedbirleri alınız:
* Pencereleri, kapıları açarak odaya taze hava girmesini
sağlayınız.
* Gaz sızıntısı yapan kaynağı bulup kapatınız. Bu mümkün
olmadığı takdirde (yanan bir kömür sobası veya mangalı gibi)
kazazedeyi odadan dışarı çıkarınız.
* Nefes alıp almadığını kontrol ediniz. Solunumu durmuş ise;
yapay solunum uygulayınız.
* En kısa vasıta ile doktor çağırınız.
* Kalbi durmuş ise, kalp masajı yapınız.
MANTAR ZEHiRLENMESİ
DİKKAT: Ağaçlıklar arasında ve kırlarda, kendiliğinden
yetişen mantarların zehirsizlerini zehirlilerinden ayırmak çok
zordur. Bu sebeple, zehirsiz olduğundan emin olmadıkça kır
mantarı toplayıp yememelidir. En garantisi, seralarda özel
olarak yetiştirilen ve marketlerde ambalaj içinde satılan, firma
adı ve adresi belli olan mantarlardan alıp yemelidir.
ZEHİRLİ MANTARLAR
Hemen hemen bütün mantar zehirlenmelerine "Amanita Muscarina" ve
"Amanita Phalloides" adı verilen iki cins zehirli mantar sebep
olmaktadır.
A. Muscarina'nın zehiri yüksek ısıda bile tesirini
kaybetmediğinden; bu cins mantarlar pişirilerek yense dahi üç
saat içinde zehirlenme belirtilerini gösterirler.
Belirtileri:
* Göz yaşarması, bol tükürük salgısı, terleme, kusma ve karın
ağrısı ilk belirtileridir.
* Bu belirtileri takiben karın adalelerinde kramplar, ishal, baş
dönmesi, kas seyirmesi ve göz bebeklerin de küçülme görülür.
Aman Dikkat!
* Hasta doktora yetiştirilmediği zaman şok ve koma hali
kaçınılmaz olur ve solunum kifayetsizliğinden ölümle neticelenir.
A. Phalloides cinsi mantarların zehiri ısıya dayanıksız
olduğundan; pişirilerek yendiği takdirde ağır bir etkisi
görülmez. Ancak çiğ olarak yendiği zaman şiddetli zehirlenme
belirtileri gösterir. Tesiri, yendikten 6 ila 24 saat arasında
ortaya çıkmaya haşlar.
Belirtileri:
* Karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal gibi genel zehirlenme
belirtilerine ilaveten idrar çıkaramama görülür.
* A. Phalloides'in zehiri, en büyük tesirini karaciğer üzerinde
gösterir. Tedavi edilmediği takdirde, karaciğer harabiyetine
bağlı olarak sarılık ortaya çıkar. Bir hafta içinde hasta
kaybedilir.
Ne Yapmalı?
* Mantar yendikten sonra, zehirlenme belirtileri görülür
görülmez hasta kusturulmalıdır.
* Parmakla küçük dile dokununca kusma temin edilemiyor ise,
tuzlu su veya ipeka şurubu verilerek kusma sağlanmalıdır.
* Kusma ile ishal, aslında vücudun kendi kendine aldığı bir
savunma şeklidir. Her iki durumda da vücut zehiri dışarı atmak
istemektedir. Eğer kusmadan sonra ishal görülmez ise; mushil
verilerek hastanın bağırsakları boşaltılmalıdır.
* Hasta en kısa zamanda doktora yetiştirilmeli, mümkün ise,
mantar örneği de beraberinde götürülmelidir.
* A. Muscarina cinsi mantar zehirlenmelerinde deri altına veya
damar içine "Atropin" verilmesi en tesirli tedavi şeklidir.
* A. Phalloides cinsi çiğ mantar zehirlenmelerinde ise damardan
"Dekstroz" verilir. Aynı zamanda karbonhidratça zengin bir diyet
uygulanır. Bu tür zehirlenmede Atropin'in bir tesiri yoktur.
KAN ZEHİRLENMESİ
Çok hızlı üreyen mikroplar, vücudu zayıf buldukları takdirde,
sürüler halinde dokuya hücum ederler. Zayıf buldukları noktada
damarları delip kana karışırlar. Bilhassa iltihaplı yaralarda
mikropların kana karışma ihtimali daha yüksektir. İşte, ne
şekilde olursa olsun, mikropların kana karışması hadisesine "Kan
zehirlenmesi" veya tıptaki adı ile "septisemi" diyoruz.
Hızlı üreyen mikroplar, en fazla bademcik, diş eti, sümük
bezleri, safra kesesi, böbrek ve rahim gibi iltihap kapma riski
yüksek olan yerlerden kana karışmaktadırlar.
KANIN ZEHİRLENDİĞİ NASIL ANLAŞILIR.
* Uyuşukluk, halsizlik, yorgunluk şeklinde kendisini
hissettirmeye başlar.
* Hastanın ateşi sabahları az yükselmekle beraber; akşamları
40-42 dereceye kadar çıkar. Ateş yükselmesi ile birlikte titreme
nöbetleri görülür.
* Tırnaklarda morarma, deride hafif kırmızı lekeler belirir.
* Dil kuru, cilt serindir.
* Terleme ve nabzın giderek hızlanması kan zehirlenmesinin en
belli özelliğidir.
* Ayrıca hastanın bünyesine bağlı olarak sarılık, ishal, kusma,
böbrek iltihabı, eklem yerlerinde şişlik, kalp sıkışması gibi
kana karışan mikrobun cinsine göre değişen belirtiler de ortaya
çıkabilmektedir.
Ne Yapmalı?
* Kan zehirlenmesinin evde, kendi imkanlarınızla, tedavisi
mümkün değildir.
* Hiç vakit geçirmeden hastahaneye gidip tedavisinin doktor
tarafından yapılmasını sağlayınız. |